Çoklu zekâ kuramı 1983 yılında Howard Gardner tarafından zekâyı tek ve baskın bir yetenek olarak görmekten ziyade, çeşitli ve özel boyutlardan oluştuğunu öneren bir modeldir.
Gardner bilişsel yeteneklerin geniş bir yelpazeden oluştuğunu ve aralarında sadece çok zayıf bir korelasyonun bulunduğunu savunmaktadır. Örneğin, kuram çarpma işlemini kolayca öğrenen bir çocuğun, bu görevde zorluk yaşayan bir çocuğa göre daha zeki olduğunu söylemez. Basit çarpma işlemlerinde uzmanlaşmak için zaman harcayan bir çocuk 1) çarpma işlemini farklı bir yolla öğrenebilir, 2) matematik dışındaki bir alanda üstün olabilir, 3) hatta çarpım sürecini derin bir seviyede anlıyor veya tamamen farklı bir süreç olarak görüyor olabilir. Temelde derin bir anlayış içermesi de yavaşlığa ve çarpım tablosunu hızlı hatırlayan çocuğa bakıldığında potensiyel matematiksel zekâsının gizlenmesine neden olabilir.
Kuram ortaya atıldıktan sonra farklı tepkilerle karşılaştı. Geleneksel zekâ testleri ve psikometrikler genellikle zekânın boyutları ve farklı görevler arasında Gardner'ın kuramının öngördüğü düşük ilişkiden ziyade yüksek korelasyon bulmakta. Yine de birçok eğitimci kuramın önerdiği yaklaşımların uygulamalı değerini destekler.
Çoklu Zekâ [değiştir]
Gardner bir davranışın bir zekâ olabileceğine dair birçok ölçüt dile getirdi.[2]
Bu ölçütler:
Beyin hasarından beynin korunması potansiyeli,
Evrimsel tarihteki yeri,
Çekirdek etkinliğinin oluşumu,
Kodlamaya duyarlılığı (sembolik ifade)
Farklı gelişimsel devamlılığı,
Bilgilerin, dahilerin ve diğer olağanüstü insanların varlığı,
Deneysel psikoloji ve psikometrik sonuçlarla desteklenmesidir.
Gardner dokuz yeteneğin bu ölçütleri karşıladığını savunur:[3] [4]
Uzamsal
Sözel
Matematiksel-Matematiksel
Kinestetik
Müziksel
İçsel
Sosyal
Doğasal
Varoluşsal
Yukarıdaki zekâ çeşitlerinin yanı sıra, Gardner Ahlâk zekâsı'nın da 10. boyut olmaya değer olduğunu belirtmektedir.[5]
Mantıksal-Matematiksel [değiştir]
Bu alan mantık, soyutlamalar, nedenleme, numaralar ve eleştirel düşünmeyle ilgilidir.
Uzamsal [değiştir]
Ana madde: Görsel Zekâ
Bu alan görsel-uzamsal yargılar ve zihnin gözüyle görselleştirme yeteneğiyle baş eder. Bu zekâ türüne uygun olan meslekler artist, tasarımcı ve mimarlıktır. Uzamsal zekâya sahip bir insanın yap-boz oyunlarında da iyi olduğu görülmektedir.
Sözel [değiştir]
Bu alan kelimelerle konuşma veya yazma becerisiyle ilgilidir. Yüksek sözel/dilsel zekâya sahip insanlar için kelimeleri ve dilleri öğrenmek kolay gelir. Okula, yazma, hikayeler anlatma ve kelimeleri tarihleriyle birlikte hatırlamada iyidirler. Okumaya, not tutmaya, dersleri dinlemeye ve öğrendiklerini tartışmaya eğilimlidirler. Sözel/dilsel zekâya sahip kişiler yabancı dilleri çok kolay öğrenebilmektedir.
Müziksel [değiştir]
Bireyin müzikle, müziksel ve ritimsel formlarla kendini ifade edebilme, müzik ritimlerini algılayabilme yetenekleridir.
Varoluşsal [değiştir]
Bazı çoklu zekâ kuramı savunucuları ruhsal veya dini zekâyı olası bir zeka tipi olarak önerdi. Gardner ruhsal bir zekânın varlığını kabul etmese de, "varoluşsal" zekânın yararlı bir yapı olabileceğini belirtti.[6] Varoluşsal zekânın hipotezleri ise eğitim araştırmacıları tarafından keşfedilmiştir.[7]
Sonsuz ve sonsuz küçüklükte duyusal verilerin ötesindeki soruların veya olguların üzerinde düşünme yeteneği. Bu zekâ türüne uygun kariyer veya meslek gruplarına şamanlar, rahipler, matematikçiler,fizikçiler, bilim adamları, evren bilimciler ve filozoflar.
Kinestetik [değiştir]
Bir ürünü ortaya koymak, bir problemi çözmek, kendini ve duygularını ifade edebilmek için vücudun bir bölümünü veya tamamını kullanabilme yeteneğidir.
İçsel [değiştir]
Kişinin kendisi hakkında sahip olduğu gerçek bilgi ve anlayış ile uyumlu davranışlar sergilemesi ve kendisini tanıma yeteneğidir.
Doğasal [değiştir]
Doğayı tanıma ve anlama, yaşayan canlıları tanıma, doğanın dengesini anlama, canlıları tanıma ve sınıflandırma yeteneğidir.
Sosyal [değiştir]
Bireyin çevresindeki kişilerin isteklerini, duygularını ve ihtiyaçlarını anlama, yorumlama ve kişilerle etkili iletişim kurabilme yeteneğidir.
Eğitimde kullanımı [değiştir]
Gardner(1999) zekâyı ‘‘bir kültürel ortamda problem çözme veya kültürün bir değeri olan bir ürün yaratma bilgisinin etkinleştirilebilir biyopsikolojik potansiyelidir.’’ (s. 33-34). Gardner'a göre bunu etkinleştirmek için sadece mantıksal ve dilsel zekâdan daha fazla yol vardır. Gardner okullaşmanın amacının "insanların zekâlarının geliştirilmesi ve mesleksel veya meslek dışı hedeflerine ulaşmaları için zekâ spektrumlarına uygun düzeyde yardım edilmesi gerekir. Yardım alan insanlar ise topluma daha yapıcı bir biçimde hizmet etmeye heves duyarlar." [8]
Geleneksel olarak okullar mantıksal ve sözel/dilsel (özellikle okuma ve yazma) zekânın gelişimini vurgulamaktadır. Dünyada uygulanan IQ testleri ise (Türkiye için YGS, ALES vb.) çoğunlukla mantıksal ve sözel/dilsel zekâya odaklanmaktadır. Bu testlerde iyi yapanlar prestijli okullara ve üniversitelere gitmektedirler. Birçok öğrenci mantıksal ve sözel alanlarda iyi olmalarına rağmen, bu alanlarda çok iyi olmayan öğrenciler de bulunmaktadır. Helding'e göre (2009) [9], "Standart IQ testleri belirli bir zaman içerisinde kazanılan bilgiyi ölçer ve sadece kristalleşmiş sabit kare görüntüsü sağlayabilir. Bir insanın öğrenme yeteneğini, yeni bilgiyi özümlemesini veya yeni problemleri çözebiliyor olduğunu ölçemez." (s.196). Gardner'ın kuramı öğrenciler eğitimin geniş görüsüyle hizmet aldığı taktirde daha iyi olacağını savunur. Bu hizmetler öğretmenleri farklı metodolojiler, alıştırmalar ve etkinliklerle her öğrenciye ulaşabileceğini içerir. Eğitimcilerin ‘‘bu öğrenciyi bu konuyu öğrenirken çalıştıracak yollar’’ bulmaya zorlar (Gardner, 1999, s.154).
James Traub'ın The New Republic'teki makalesi Gardner'ın sisteminin birçok akademisyen veya öğretmen tarafından kabul edilmediğini belirtmektedir. Gardner ise şu sözleri sarfeder: ‘‘Çoklu Zekâ kuramı birçok deneysel kanıtlarla tutarlıdır ve şuana kadar deneysel testlerle güçlü bir şekilde inkâr edilememiştir... Kuram uygulamaları eğitim alanındaki birçok projede incelenmiştir. Bizim önsezimiz birçok defa gerçek sınıf deneyimleri ışığında gözden geçirilmek zorundadır.’’(Gardner, 1993, s. 33).
Kısa süreli bellek işlemlerini keşfeden psikologlardan biri George Miller, The New Yoruk Times Book Review'da Gardner'ın savının "önsezi ve düşünce"ye indirgendiğini yazmıştır (s. 20). Gardner'ın daha sonraki çalışması fikirleri biraz değiştirmiştir. Son dönemde kendini zekâ çalışmalarına adamış Psikoloji, Kamu Politikaları, ve Kanun Gardner'ın çalışmalarına yer vermemektedir.
Çoklu zekâ kuramının uygulamaları geniş bir alanı kapsamaktadır. Zorluk yaşayan bir öğrenciyle karşılaşan her çeşit öğretmen çoklu zekâyı bir çerçeve olarak kullanabilmektedir. Genellikle, bu kuramı destekleyenler öğrencilerinin farklı zekâlarını kullanabilmeleri ve geliştirebilmeleri için fırsatlar sağlamaktadır.
Eleştirel Tepkiler [değiştir]
Zekâ'nın tanımı [değiştir]
Kuramın temel eleştirilerinden biri onun ad hoc olmasıdır: Gardner "zekâ" kelimesinin anlamını genişletmiyor; aksine zekânın yokluğunu reddederek tıpkı diğer insanların "yetenek" kelimesini kullandığı gibi geleneksel olarak "zekâ" kelimesini kullanıyor. Bu uygulama Robert J. Sternberg (1983, 1991), Eysenck (1994), ve Scarr (1985) tarafından eleştirilmiştir.
Çoklu Zekâ kuramının savunucuları, zekânın tanımının çok dar olduğunu ve insanların düşünme ve öğrenme yollarının çeşitli olmasının tanımını genişletebileceğini öne sürmektedir.
Uzamsal zekâ [değiştir]
Gardner IQ testlerinin sadece sözel ve mantıksal-matematiksel yetenekleri ölçtüğünü savunur. Psikolog Alan S. Kaufman ise IQ testlerinin yaklaşık 70 yıldır uzamsal yetenekleri de ölçtüğünü savunnmaktadır.[10]
tr.wikipedia.org
0 yorum:
Yorum Gönder