18 Eylül 2012 Salı

"Bi'şey Olsun" Çıkış Parçası ile İrem Candar Hayranlarına New York Sokaklarından Sesleniyor!

Buğulu sesi ve farklı vokal tarzı ile kendisine sağlam bir dinleyici kitlesi yaratmayı başaran İrem Candar “Bi’şey Olsun” çıkış parçası ile hayranlarının karşısına çıkıyor! Müzik dünyasına etkili bir giriş yapan genç şarkıcıyı bu solo çalışması ile adını müzik camiasının başarılı isimleri arasına yazdıracağının sinyalini veriyor!

2006 yılında Monopop adlı grup ile aktif müzik hayatına başlayan İrem Candar, Teoman ile yaptığı düeti, “Bana Öyle Bakma” ve “Karbeyazdır Ölüm” yorumları ile müzikseverlerin gönlüne taht kurdu. Daha o zamandan sağlam bir dinleyici kitlesi yaratan yetenekli vokal, başarısını geçtiğimiz sezon Behzat Ç. dizisinde seslendirdiği “Yoldan Geçen Adam” isimli şarkısı ile kanıtladı. Aynı zamanda ilk solo albümü; “Erik Ağacı”nın hazırlıklarını fısıldayan Candar, arayı çok uzatmadı ve “Bi’şey Olsun” diyerek albümünün ilk çıkış parçasını hayranlarına ulaştırdı.

http://www.ttnetmuzik.com.tr/album/Erik_Agaci/267625/albums/3158022 linkinden şarkıyı dinleyebilirsiniz!

İrem Candar farklı yorumu ile ses verdiği yeni çıkış parçası müzikseverler cephesinde yeni bir heyecan yaratacağa benziyor. Bestesini Gürsel Çelik ile birlikte hazırladığı şarkının klibi ise Bora Tarhan imzası taşıyor. Genç şarkıcıyı klibinde, korkularından ve geçmişinden kaçan bir kadın simgesi olarak izliyoruz. İrem Candar’ı Twitter'dan @iremcandarmusic , Facebook üzerinden ise http://www.facebook.com/iremcandar adreslerinden takip edebilirsiniz.

Bir bumads advertorial içeriğidir.

6 Temmuz 2012 Cuma

Facebook Internet Explorer 9 ile Çok Daha İyi



Internet Explorer 9, hem temiz ve sade arayüzü ile en sevdiğiniz web sitelerinin içeriklerini ön plana çıkarıyor, hem de gelişmiş güvenlik özellikleri sayesinde web’de kişisel bilgilerinizin gizliliğini ve bilgisayarınızın güvenliğini koruyor. Windows 7 için özel olarak geliştirilmiş olan IE9’un bir diğer avantajı da, tek tıkla ulaşabilmeniz için sık kullandığınız siteleri PC’nizin görev çubuğuna taşıması.

Internet Explorer 9’un site sabitleme özelliğinden faydalanmak için tek yapmanız gereken, sabitlemek istediğiniz site açıkken adres çubuğunda yer alan site logosunu ya da açık olan sekmeyi Windows 7 görev çubuğuna sürüklemek. Bunu yaptığınızda siteyi, öncesinde tarayıcıyı bile açmaya gerek kalmadan, tek tıkla erişilebilecek şekilde masaüstünüze taşımış oluyorsunuz.

Internet Explorer 9’un sabitleme özelliği sayesinde, Facebook’u da çok daha etkin şekilde kullanmanız mümkün. Internet Explorer’ın Facebook’a özel sıçrama listesi sayesinde hem tarayıcınızı bile açmadan Facebook’un farklı bölümlerine anında tek tıkla ulaşabiliyor, hem de Facebook’taki yeni bildirimlerinizden anında haberdar olabiliyorsunuz. Internet Explorer 9’un Facebook sabitleme özelliğinden faydalanabilmek için, IE9 adres çubuğundaki Facebook ikonunu veya Facebook sekmesini tutup Windows 7 görev çubuğuna sürüklemeniz ve buraya bırakmanız yeterli.

Hemen Internet Explorer 9'u yükleyip ayrıcalıklarını yaşamak için tıklayın!





Bir bumads advertorial içeriğidir.

23 Haziran 2012 Cumartesi

Alaturka Angry Birds

Meşhur Angry Birds kuşlarının İstanbul’a geldiğini düşünün. Sultanahmet meydanından süzülüp, Tophane semalarında uçup, Üsküdar açıklarında bulutlarla dans ettiğini... Kızgın kuşların tüm siniri gider gibime geliyor. Yine o dünyaca ünlü müziklerinin Türk ezgileriyle tekrardan derlendiğini hayal edin. Ya da hayal etmeyin hemen videoyu izleyin ve dinleyin:



Kanun, keman, darbuka ve boğaz manzarası eşliğinde mükemmel bir harmanlama. Cheetos için hazırlanan özel Angry Birds oyununun tanıtımı için hazırlanmış olan bu görüntüler tüm dünyanın ilgisini buraya çekecek gibi gözüküyor.

Bir bumads advertorial içeriğidir.

24 Mayıs 2012 Perşembe

Sony Walkman Z Sunar: Hayat Kurtaran Playlist'ler!



Dinamo FM’deki Sevginin Gücü Programı'ndan tanıdığımız Kaan Sezyum ve Deniz Alnıtemiz ikilisi, Sony'nin yeni Android tabanlı Walkman Z’sini tanıtmak için güçlerini birleştirmiş. 5 Playlist hazırlamışlar ve videolarla listelerdeki şarkıları neden seçtiklerini anlatmışlar. Playlist isimleri; Orta Halli Bir Arabada Dinlenecekler, Arkadaşının Düğününde Çalınabilecekler ve Sevgili Eve İlk Geldiğinde Çalınacaklar gibi iddialı isimlere sahip. Zaten bu başlıkları görünce karşınıza neler çıkabileceğini tahmin ediyorsunuz :)

www.hayatkurtaranplaylistler.com adresine tıkladığınızda önce Kaan Sezyum ve Deniz Alnıtemiz sizi karşılıyor. Açılış videosunda playlist’leri tanıyoruz. Ardından seçtiğiniz playlist’e gidiyorsunuz. Başlığa eşlik eden videoyu izlerken favori parçalarınızı seçiyorsunuz. Sonra da Walkman Z çekilişine katılıyorsunuz. Her playlist için ayrı bir çekiliş yapılıyor. Bu arada favorilerinizi paylaştığınız da arkadaşlarınız da hangi şarkıları seçtiğinizi görebiliyor. Kampanya 26 Haziran’da son bulacakmış.

Sezyum ve Deniz’in videolarını izleyip Walkman Z çekilişine katılmak için sizi buraya alalım:
www.hayatkurtaranplaylistler.com
İzlesene kanalı: http://www.izlesene.com/kanal/walkmanz/
Walkman Z’yi merak ediyorsanız: http://www.sony.com.tr/hub/walkman-mp3-calar/z-serisi



Bir bumads advertorial içeriğidir.

7 Mayıs 2012 Pazartesi

Keskin Nişancı Nedir?











İngiliz keskin nişancılar


Keskin nişancı (İngilizce: Sniper), orduda bir asker türü. Bu askerlere keskin nişancı tüfekleri ile özel eğitim verilmektedir. Keskin nişancılar hedeflere çok uzaktan isabet kaydetmek ya da çok küçük hedefleri vurmak için keskin nişancı ekipmanlarını kullanırlar. Ayrıca, düşman tarafından görülmemeleri için gizlilik ve kamuflaj eğitimlidirler.


Birçok polis departmanı, özel eğitimli ekiplerinde keskin nişancılara yer verir.[1] Genellikle deneyimli avcılar da keskin nişancılarla benzer yeteneklere ihtiyaç duyarlar. İngilizcede keskin nişancılar için kullanılan "sniper" terimi de avcılar için görüp vurması çok zor olan su çulluğu(İngilizce: snipe) kuşundan türetilmiştir.





İsabetlilik [değiştir]


Standart ordu eğitimlerinde çoğu asker 200 ila 300 metre mesafeden atışlarının yarısında hedefi vurmak üzere eğitim alır.[3] Çok iyi eğitilmiş askerler, örneğin ABD Deniz Piyadeleri askerleri 400 ila 500 metre uzaktan atışlarının yarısında hedefi vurabilir.[4] Ama bir keskin nişancı 800 metre uzaktan her atışında hedefi vurmak üzere eğitilmiştir.[5][6]


Bazı keskin nişancılar, hedefin elindeki bir cismi vuracak kadar isabetli atışlar yapmak üzere eğitilmişlerdir.[7] Bu tarz atışlar, özellikle uzak mesafelerde çok iyi nişan almayı gerektirir. Rüzgâr hızındaki değişimler, hedeften metrelerce sapmaya sebep olabilir. Bu sebeple keskin nişancılar rüzgârın mermi uçuşundaki etkilerini hesaba katmak zorundadırlar.[8] Ayrıca yer çekimi sebebiyle keskin nişancının attığı mermiler uçuş sırasında bir parabol çizecektir.[9] Bu sebeple keskin nişancı hedefin daha üstüne nişan alır.[9]


Keskin nişancılar genellikle rüzgârın etkisini azaltmak için daha ağır mermiler kullanır. Bu mermileri yeterli namlu çıkış hızına ulaştırmak için kullanılan barut miktarı diğer mermilere kıyasla daha fazladır[10] ve bu mermiler daha yüksek hızla namludan çıkarlar. Bu sayede hedefi hareket etmeden vurmak ve yer çekimi ile rüzgârın etkisini azaltmak mümkün olur.[9][10] Ayrıca, daha büyük ve daha hızlı mermiler hedefi vurdukları zaman daha fazla zarar yaratırlar.[11]
Kamuflaj [değiştir]

Ana madde: Kamuflaj







"Ghillie suit" kamuflajı içinde bir keskin nişancı


Keskin nişancılar genellikle düşmana görünmeyi engellemek için kamuflaj kıyafetleri giyerler[12] ve çoğu zaman yüzlerini yeşil ya da siyaha boyayarak parlamasını engelleyip çevreye uyum sağlarlar.[13] Ayrıca bazen, ortama özel olarak çevrelerindeki çeşitli bitkilerin yaprakları ile hazırladıkları "ghillie suit" olarak adlandırılan özel kıyafetler kullanırlar.[14] Bu kıyafetler keskin nişancıyı saklamakta çok etkilidir.[14] Çoğu zaman keskin nişancı, hemen yanında ayakta duran bir asker tarafından bile görülemez.[15] Keskin nişancılar farklı çevre şartlarında o ortama uygun farklı kıyafetler kullanarak düşmandan saklanırlar.[16]


Bir keskin nişancının kamuflajı, en iyi vücudunun şekli ve hatlarını gizlediğinde çalışır.[17] Bunun sebebi, insan gözünün insan bedeni şeklini seçmeye daha yatkın olmasıdır.[17] Keskin nişancının bedeni insan şeklinde görünmediğinde, çoğu kişi nişancıyı uyum sağladığı ortamdan ayırt edemeyecektir.[17] Nişancılar genellikle "ghillie suit"lerine çubuklar, yapraklar, çimen ve kumaş ekleyerek vücut hatlarını gizlerler.[15]


Polis keskin nişancıları kamuflaja askerî nişancılar kadar önem vermezler, çünkü polis nişancılarının asıl görevi suçludan gizlenmek değil, isabetli atışlar yapmaktır.[1][18] Ancak bazı durumlarda polis nişancılarının da suçludan gizlenmeleri gerekir, bu yüzden polis keskin nişancılarına da gizlenme eğitimi verilir.[19]
Nişancı tüfeği [değiştir]

Ana madde: Nişancı tüfeği


Keskin nişancılar, nişancı tüfeği (İngilizce: sniper rifle) olarak adlandırılan özel tüfekler kullanırlar. Bu tüfekler, normal tüfeklerden çok daha isabetlidir.[20] Neredeyse tüm nişancı tüfekleri nişancı dürbünüolarak adlandırılan, uzaktaki hedeflere daha kesin nişan almayı sağlayan özel dürbünlere sahiptir. İki farklı nişancı tüfeği türü vardır, bunlardan ilki atılan her mermiden sonra kurma kolu ile tüfeğin tekrar kurulmasını gerektiren kurmalı tüfekler[21] ve tetik her çekildiğinde bir mermi atan ve kendini yeniden kuran yarı otomatik tüfekler.[21] Tetik çekili tutulduğu sürece mühimmat bitene dek kesintisiz ateş eden tam otomatik tüfekler, nişancı tüfeğine dönüştürüldükleri nadir durumlar dışında keskin nişancılar tarafından kullanılmazlar. Bu nadir durumlardan biri, ABD Ordusu tarafından Vietnam Savaşı'nda kullanılan nişancı dürbünü takılmış ağır makineli tüfeklerdir. Örneğin ABD Deniz Piyadesi keskin nişancısı Carlos Hathcock'un Browning M2 ağır makineli tüfeğiyle Şubat 1967'de 2.300 metreden yaptığı öldürücü atış,[22][23][24] Mart 2002'de Afganistan'da görev yapan Kanada'lı Rob Furlong'un 2,430 metrelik atışına[25] kadar dünya rekoruydu. Gelişen tüfek teknolojisi ve keskin nişancı eğitimleri sayesinde gerçek bir nişancı tüfeğinin bu rekoru kırması mümkün olmuştur.[23]







Browning makineli tüfeği


Genellikle kurmalı tüfekler, yarı otomatik modellere kıyasla daha uzun menzile ve isabet oranına sahiptir,[20] ancak her yeni merminin elle yüklenmesi gereksinimi yüzünden atış hızları nişancının tetik çekme hızına bağlı olan yarı otomatiklere göre daha düşüktür. Yakın mesafelerde veya nişancının ilk merminin ardından hemen ikinciyi ateşlemesi gereken durumlarda yarı otomatik tüfekler tercih edilir.[21]


Keskin nişancı tüfekleri, tabancalarda kullanılan 0,22 inçlik (5,59 mm) .22 LR gibi küçük mermilerden, M2 Browning ağır makineli tüfeklerde kullanılan 0,5 inçlik (12,7 mm) .50 BMG mermilerine kadar değişik kalibrelerde olabilir.[20] .22 LR gibi küçük mermiler genellikle bir susturucu ile beraber yakın mesafede hızla sokak ışıklarını söndürmek veya küçük hayvanları vurmak için kullanılır.[20] Bu tip küçük mermiler, uzun mesafeli atışlarda kullanmak veya insan boyutlarında hedefleri durdurmak için yeterli güce sahip değildirler.[26] Tam tersine .50 BMG gibi büyük mermiler, zaman zaman hafif araç ve ekipmanı uzaktan tahrip etmek için de kullanılan çok büyük ve ağır nişancı tüfeklerinden ateşlenirler; bu tip tüfekler 1,5 km üstünde menzilden hedefleri vuracak isabet oranına ve güce sahiptirler, ancak kısa mesafede kullanışsız, genel kullanım için ağır ve pahalıdırlar.[27]
Savaşta keskin nişancılar [değiştir]







Vasili Zaytsev 1942'de


Keskin nişancılar, yakın mesafede bile düşmandan gizlenmekte çok iyi olmaları sayesinde, çoğu kez ordu için gözcüler olarak kullanılmıştır.[3] Keskin nişancılar, tüfeklerindeki dürbün sayesinde diğer askerlerden daha iyi gözlem yapabilirler.[3] Diğer askerlerden daha iyi eğitimli olan keskin nişancılar diğer askerlere kıyasla daha ayrıntılı gözlemler yaparlar.[28] Keskin nişancılar genellikle bir gözlemci/hedef saptayıcı ve bir nişancıdan oluşan iki kişilik takımlar halinde çalışırlar.[29] Hedef saptayıcı nişancı için hedefleri bulur ve nişancının ıskalaması halinde ikinci atışın ayarlanmasına yardımcı olur.[29] Hedef saptayıcı aynı zamanda yakın mesafeden gelen düşmana karşı nişancıyı korur,[29] ayrıca telsiz iletişim kullanarak diğer askeri birliklerle haberleşir ve keskin nişancının zarar veremeyeceği hedefler için hava ve topçu bombardıman destek sağlar.[30] Bu sayede diğer birlikler daha güvenli biçimde ilerleyebilir.
I. ve II. Dünya Savaşı'nda keskin nişancılar [değiştir]


I. Dünya Savaşı sırasında, özel keskin nişancı tüfekleri yoktu. Bunun yerine, keskin nişancılar üzerine nişancı dürbünü monte edilmiş normal tüfekler kullanıyordu.[31]


II. Dünya Savaşı sırasında keskin nişancılar daha sık görülmeye başlandı, hatta mücadelenin önemli bir parçası oldu. Sovyet ordusunun her takımına bir keskin nişancı ya da 'atıcı' eklenmişti. Kamuflaj taktikleri bu süreçte geliştirilmiştir. Sovyet keskin nişancılar en çok Stalingrad Savaşı sırasında yararlı oldu. Vasili Zaytsev adındaki Rus keskin nişancısının 240 civarında Alman askeri öldürdüğü iddia edilmiştir.[32]
Polis keskin nişancıları [değiştir]


Polis departmanları da keskin nişancılar kullanmaktadır. Bu keskin nişancılar genellikle SWAT ve benzeri özel eğitimli departmanlara bağlıdırlar.[19] Bu nişancılar sıklıkla özel olaylarda güvenlik sağlamak veya diğer keskin nişancıların suikast girişimlerini önlemek üzere savunma rolünde görev yaparlar.[18] Bu tip görevlere genel olarak "karşı-nişancılık" (İngilizce: counter-sniping) adı verilir.[18]Çoğu polis nişancısı ordu tarafından eğitilmiştir.[19]
Popüler kültürde keskin nişancılar [değiştir]


Keskin nişancılar çoğu video oyununda seçkin askerler olarak kullanılırlar. Bir nişancı tüfeği ile karşıdakini başından vurmak öğrenmesi zor bir yetenektir. Phone Booth ve Vantage Point gibi bazıfilmlerde suikastçılar keskin nişancı tüfekleri kullanırlar.[33][34] Ekim 2002'de ABD'nin Virginia ve Maryland eyaletlerinde iki kişinin yakalanana dek bir ay boyunca diğer insanlara ateş etmesi[35] gibi bazı olaylar sebebiyle keskin nişancılar medyada kötü bir şöhrete sahiptir.
Tanınmış keskin nişancılar [değiştir]


Bazı keskin nişancılar yüzlerce düşman askeri öldürmeleri ile tanınmışlardır. Bu nişancılara örnek olarak Vietnam Savaşı'nda görev yapan Carlos Hathcock[22] verilebilir. Hathcock aynı zamanda en uzak mesafeden (2.300 metre) öldürücü atış yapma rekorunu da uzun süre elinde tutmuştur.[23][22][24] Bu rekor Afganistan Savaşı'nda 2.430 metrelik atışıyla Kanada'lı keskin nişancılar tarafından kırılmıştır.[25] Diğer keskin nişancılar yaptıkları çok zorlu atışlarla tanınırlar. Örneğin İngiliz keskin nişancı Matt Hughes, Irak Savaşı'nda sert rüzgâr altında 860 metreden düşmanının 17 metre soluna nişan alıp ateş ederek öldürücü bir atış yapmıştır.[8][36] Bir diğer ünlü keskin nişancı ise II. Dünya Savaşı'nda Stalingrad Muharebesi sırasında 400 Alman askeri öldürdüğü iddia edilen Sovyet Vasily Zaytsev'dir.[37]


Juba, gerçek adı, uyruğu ve özel hayatı bilinmeyen, Irak işgali sırasından 31 Ekim 2006'a kadar 645 ABD askerini öldüren[kaynak belirtilmeli] keskin nişancı. İnternette ve uluslararası haber ajanslarında,Dragunov'la öldürdüğü ABD askerlerini tek tek görüntüleyip yayımlamasıyla üne kavuştu. Irak İslam Ordusu adına çalışıyor ve keskin nişancılık eğitimi veriyor. Bağdat Avcısı lakabıyla da tanınıyor. Juba'nın daha önce direnişin simgesi konumundaki Zarkavi’nin bile yerini aldığı belirtiliyor. İlk video kasım 2005'de yayımlandı.







Çanakkale Savaşları sırasında, kamuflaj içinde esir düşmüş bir Türk keskin nişancı ile fotoğraf çektiren Müttefik askerleri


Çanakkale Savaşları sırasında keskin nişancılar iki tarafta da yer almaktaydı. Gelibolu yarımadasının topografyası ve Müttefik askerlerin konumları Türk keskin nişancılara avantaj sağlamaktaydı.[38] Özellikle Şarapnel Vadisi ve Korku Deresi gibi Anzak çıkarma bölgeleri Türk keskin nişancılarının en fazla etkinlik gösterdiği alanlar arasındaydı.[39][40] Avustralyalı keskin nişancı William Edward Sing (1886-1943), 1915-1916 yıllarında Çanakkale Savaşı'nda bulundu. Sing 201 asker vurdu.[41] Sing diğer bir ünlü asker olan Türk keskin nişancı Korkunç Abdül ile girdiği düelloyu daha hızlı davranarak kazanmıştır.[42]

tr.wikipedia.org

5 Mayıs 2012 Cumartesi

Blogunun Reklamını Yap



Hergün Hiti Artan Bu Bilgi Derleme Blogun' da Seninde Yazın Olsun.

Bilgi içerikli yazılarınızı, incelemelerinizi, sataşma bulunmayan görüşlerinizi ya da tecrübelerinizi gönderebilirsiniz.

Yapmanız gereken tek şey bu konunun altına yazınızın linkini bırakmak.

Şartlara uygun olduğu taktirde konuyu olduğu gibi kopyalayıp yayınlayacağım ve tabi ki altına sitenizin linkini yerleştireceğim. Konunuz hit almasa bile backlink kazanmış olacaksınız.

Not: Günlük tarzı yazılar kabul edilmeyecek(kısaca tek şart yazının insana kattığı bir şey olması).

Şahmeran Efsanesi




Şahmeran Heykeli (Tarsus)

Mezopotamya topraklarında doğmuş bir efsane Şahmeran. Yüzyıllardan beri anlatıla gelmiş çeşitli coğrafyalarda. Özellikle yılanlık bir bölge olan Adana-Misis'te ve Mardin'de.

Tahmasp isminde uzun boylu, geniş omuzlu, esmer tenli, çok yakışıklı bir genç yaşarmış zamanın durduğu bu şehirde.




Binlerce yılanın yaşadığı bir mağaraya yanlışlıkla girmiş Tahmasp. Mağaranın içi o kadar karanlıkmış ki hiçbir şey göremiyormuş, yalnızca etrafında dolanan yaratıkların sesini duyuyormuş. Çaresizlik içinde beklerken bir ışık huzmesi belirmiş. Işık huzmesi kendisine yaklaştıkça gözleri kamaşan Tahmasp, ellerini gözlerine siper ederek etrafında gezinen yaratıkların ne olduğuna baktığında uzunu, kısası, yeşili, siyahı ile envai çeşitte binlerce yılanın çevresini sarmış olduğunu fark etmiş. Yılanların hepsi kafalarını kaldırmış, gelen ışık huzmesine doğru bakıyorlarmış. Tahmasp'ta onların baktığı yöne doğru bakınca birden dona kalmış. Çünkü Tahmasp, bu zifiri karanlık mağaranın içinde hayatında gördüğü en güzel kadının yüzünü görmüş birden. Ona doğru daha dikkatli bakınca kadının belden aşağısının yılan olduğunu fark etmiş. Kadın ona doğru ilerliyormuş, tam karşısında durmuş, gülümseyerek elini ona doğru uzatmış. Ve demişki;
Korkma benden Tahmasp. Ben yılanlar ülkesinin kraliçesi Şahmeranım. Benden sana zarar gelmez. Ben dünya düzeni kurulmaya başladığı andan beri vardım. Krallığıma hoş geldin. Bundan böyle benim misafirimsin. Şimdi yat ve dinlen. Sonra seninle uzun uzun konuşuruz. Böyle deyip geldiği yoldan geri gitmiş. Tahmasp gördükleri karşısında yaşadığı dehşeti ve şaşkınlığı üzerinden atmaya çalışarak olduğu yerde kıvrılıp uyumuş.


Ertesi sabah uyandığında Şahmeranı karşısında mükellef bir sofranın başında otururken bulmuş. Tahmasp'ı kahvaltıya davet etmiş Şahmeran. O ise gözlerini şahmerandan alamıyormuş. Şahmeran'da ona bakıyormuş kendinden geçmiş bir halde.

Bak Tahmasp demiş. Ben insanlığın bütün tarihini biliyorum. İstersen sana anlatayım deyip başlamış anlatmaya. Anlatmış, anlatmış, anlatmış günler boyu. Bu sohbetler sırasında Tahmasp ve Şahmeran arasında tarihin en soylu aşklarında birisi başlamış.

Gel zaman git zaman Şahmeranın anlatacağı bir şey kalmamış artık. Tahmasp'ta anasını ve yeryüzünü özlemeye başlamış. Bir gün dayanamamış ve düşüncesini Şahmeran'a da açmış. Sevdiğinin kendisinden sıkıldığını ve artık gitmek istediğini duyunca önceleri kesin bir dille reddetmiş Şahmeran. Ancak günler geçip Tahmasp'ın üzüntüsünden eriyip bittiğini görünce dayanamamış ve ona şöyle demiş:

-Ey Tahmasp beni iyi dinle, sözlerime iyi kulak ver. Biliyorum, gitmene izin verirsem sende bana ihanet edeceksin ve yerimi diğer insanlara söyleyeceksin. Ancak bu topraklarda aşklar ölümünedir. Seni çok sevdiğimden dolayı üzülmene dayanamıyorum. Bu sebeple gitmene izin veriyorum. Ancak bana bir söz vermeni istiyorum. Ne sebeple olursa olsun başka insanlarla beraber suya girme.

Tahmasp sevinçle Şahmerana sarılmış ve ona asla ihanet etmeyeceğine dair yeminler etmiş.

Tahmasp mağaradan çıktıktan sonra bir köye yerleşmiş ve marangozluk yapmaya başlamış. Arada sırada da gizlice mağaraya giderek Şahmeranı ziyaret ediyormuş. Ancak bu mutlu günler uzun sürmemiş.

Tahmasp'ın yaşadığı ülkenin kralı bir gün amansız bir hastalığın pençesine düşmüş. Ülkenin bütün hekimleri gelmiş ama kralın hastalığına çare olamamışlar. Kralın kötü kalpli bir veziri varmış. Vezir her seferinde krala hastalığının tek çaresinin Şahmeranda olduğunu söylüyormuş.

Onun etinden bir parça yemesinin kralın hastalığının dermanı olacağını kralın kafasına sokmuş. Kralda Şahmeranın bir an önce bulunmasını emretmiş. Bütün ülkede Şahmeran aranmış. Sonunda bilge bir adam bütün insanların gruplar halinde hamamlara ve nehirlere sokulmasını tavsiye etmiş böylece Şahmeranın yerini bilen varsa onu bulabileceklerini söylemiş. Vezirde ülkedeki herkesi hamamlara sokmaya başlamış. Askerler Tahmasp'ın yaşadığı köye de gelmişler ve herkesi toplayarak büyük bir hamama ***ürmüşler. Tahmasp Şahmerana verdiği sözü hatırlayarak önce gitmek istememiş. Ancak askerler onu zorla içeri sokmuşlar. Tahmasp hamama girdikten sonara herkesin gözünün üzerine dikildiğini fark etmiş. Kendisine bakınca bütün vücudunun yılanlarınki gibi pullarla kaplandığını fark etmiş. Askerler hemen Tahmasp'ı yakalayarak vezirin huzuruna getirmişler. Kötü kalpli vezirin amacı kralı iyileştirmek falan değilmiş. Şahmeranı yakalayıp dünyanın bütün sırlarına sahip olmak istiyormuş. Tahmasp'a günlerce işkence yaptıktan sonra Şahmeranın yerini söyletmiş. Askerler hemen gidip Tahmasp'ın söylediği yerde mağarayı bulmuşlar ve Şahmeranı oradan çıkarıp saraya getirmişler.

Şahmeran ve Tahmasp kralın huzurunda karşı karşıya gelmişler. Şahmeran üzüntülü ve utanç dolu Tahmasp'a dönmüş:

. Ey sevdiğim, üzülme. Biliyorum ki sen bana kendi canın için ihanet etmedin ama bende sana dememiş miydim bu topraklarda aşklar ölümünedir diye. Bak şimdi anladın mı? Sen üzülme ne olur!
Tahmasp Şahmeranın bu sözleri karşısında daha da utanmış. Şahmeran sözlerine devam etmiş.

. Şimdi size sırrımı vereceğim. Kim ki benim kuyruğumdan bir parça koparıp yerse O bütün dünyanın sırrına ve gizemine vakıf olacak. Her kim ki benim kafamdan bir parça koparıp yerse o da o anda öte dünyayı boylayacak.

Şahmeran daha sözlerini bitirmeden kötü kalpli vezir elinde kocaman kılıcı ile atılıp Şahmeranın bedenini iki parçaya ayırmış. Ve kuyruğundan bir parça koparmış Tahmasp'ta duyduğu acı ve utancın etkisi ile fırlayıp oracıkta ölmek için sevdiğinin, Şahmeranın kafasından bir parça ısırıvermiş. Kötü kalpli vezir kuyruktan kopardığı parçayı ağzına atar atmaz oracıkta can vermiş. Tahmasp'a ise hiçbir şey olmamış Şahmeran son anda yaptığı planı ile bütün bilgisinin sevdiğine geçmesine sebep olmuş. Ancak Tahmasp sevdiğini kaybetmenin acısına dayanamayarak kendisini dışarı atmış ve dağ bayır, ülke ülke dolaşmaya başlamış. O günden sonrada Lokman Hekim efsanesi almış başını yürümüş...

www.emeforum.net

RSS FeedRSS

 
Design by Free WordPress Themes | Bloggerized by Lasantha - Premium Blogger Themes | Macys Printable Coupons