30 Mart 2012 Cuma

Hain Bizon (inanılması güç)



Düşene bir kafada sen at!

Hayvanın haini olur mu? Olurmuş izleyin ve görün. 



27 Mart 2012 Salı

Age Of Empires Conquerors

Tüm zamanların en iyi strateji oyunu desem yeridir heralde. O kadar strateji oyunu oynadım bu oyundaki zeka ve mantık gereksinimini hiç bir oyunda bulamadım. 

Oyun mantığını satrançtan alıyor, her asker kendine özel ve hiçbir ordu/devlet birbirinden güçlü değil. Nasıl mı diyeceksiniz? Oyun bir kısır döngüye bağlanmış. Düşmanın atlılarla saldırdığını düşünelim mızraklı askerlerimiz atlıları duman eder, e düşman mızraklı gönderirse? O zaman kılıçlı piyadeleri devreye sokarız. Düşman kılıçlı gönderdi şimdi ne yapacağız ? Bizde atlı gönderiyoruz. Mızraklılar atlılardan iyiydi mızraklı gönderir? Biz de okçularımızı kullanırız :) Anladığınız gibi mantık taş, kağıt ve makas mantığı.

Her ülkenin özelliklerini bilmemiz gerekiyor. Mesela Türklerin topçuları çok uzun mesafeye atış yapar ve atlıları geliştirmemize gerek yoktur. Hunların barınma problemi yoktur. Gothlar piyadeyi çok ucuza mal eder. Vikinglerin özel gemileri vardır ve özel askerlerinin iyileşme özelliği vardır. Özel asker demişken her ülkenin özel askeri var. Mesela Türklerde yeniçeri, Hunlarda Tarkan, Perslerde fil, Japonlarda samuray.

Oyunda üç tane Türk asıllı devlet var Türkler, Hunlar ve Sarazenler. Sarazenlerin özel askerinin adı Memlük. Oyun bu konuda hata yapmış Ülkenin adı Memlük özel askerinin adı Sarazen olmalıydı.

Oyunda ticaret yapabiliyoruz, tarlalar ekebiliyoruz. Ayrıca ilginç bir nokta din adamı yetiştirdiğimizde düşman işcisini ya da askerini kendi tarafımıza çekebiliyoruz.

Oyun gerçekten büyük tecrübe istiyor. Multiplayer oynayarak en çok zevk aldığım oyun...

Diğer oyunlarla kıyaslarsak grafik açısından bayağı gerilerde(haliyle eski oyun). 


Diğer yazılarımda olduğu gibi sıkmamak için elimden geldiğince kısa yazıyorum. Altta oyundaki ülkelerin listesini vereceğim.

İspanya- Hun- Kore- Aztek- Maya- Britons- Celts -Franks -Goth -Teuton -Viking- Çin- Japon- Moğol- Bizans- Pers- Sarazen








İnternet Bağımlılığı ve Aile

Bizim neslin büyük çoğunluğu internete, internet cafelerde bağımlı oldu. Dotaydı, Wowdu,  Knightti bunlar yoktu o zaman Age of Empires vardı, Counter strike vardı. Biz bunları deli gibi oynardık. Haliyle bağımlı olduk. Artık her şey için çok geçti, artık biz bağımlılardık....

Ben kendimi kurtardım fakat şimdilerde iş o kadar büyüdü ki. Online oyunlar, sosyal ağlar, chat vs... Hayatlarımızın büyük bölümünü işgal etmiş durumda. İnternet reklamcılığı bir numara olma yolunda emin adımlarla ilerliyor, e millet internette ki ilerliyor...

Şimdi asıl problem bilgisayar başında uzun vakit geçirilmesi değil, bu çözülemeyecek bir şey de değil. İradenle alakalıdır yani sigara gibi değildir. Sigarayı bırakınca vücudun nikotin diye inler fakat, interneti bırakıp ta kilobayt, megabayt diye inleyen kimse görmedim. Asıl sorun Aile!  Bilgisayar ailenin temel taşı olmamalı, bunun yerini muhabbet almalı. Gençlerin bu meseleye özen göstermesi lazım. Mesela baban eve gelmiş akşam canı çıkmış çalışmaktan, bi zahmet kalk bilgisayar başından git babanın yanına şampiyonlar ligi maçlarını izleyin. Bi annenin yanına uğra ''napıosun fıstık'' falan de, kardeşini çağır aç bi film izleyin.

Aileyi birbirinden uzaklaştırma şurada kalsın evi ocağı yıkılanlar var. Cepte kredi kartı, karşıda monitör, önünde klavye... Kumar internet sayesinde evlerimize kadar girdi. Kumarın haricinde bahisler, ücretli ve ya ücretsiz ahlaksız siteler. Gençler arasında birde item kasıp satma hayali var...

Aslında problem internette ya da bilgisayarda değil. Problemin temeli birçok şeyde olduğu gibi insanın ta kendisi. Bazı bilgisayar oyunları zekayı açar hafızayı geliştirir. Çok faydalı, bilgi deposu internet siteleri mevcuttur. Sosyal ağlar arkadaşlarımızı unutmamızı sağlar. Haberleri anlık takip edebiliriz ve daha birçok şey her zaman ölçü dahilinde güzel...

Konu ile ilgili BenX filmini izleyebilirsiniz. Ana Karakter o kadar asosyalki online bir oyun hayatının merkezi olmuş durumda....

Subliminal Mesaj Nedir ve Nasıl kurtulunur.

Bir nevi bilinç altı mesajı. Görüntülerin ya da seslerin içinde aslında görünmeyecek kadar ayrıntıda olan fakat bilinçaltımızın bu ayrıntıyı atlamadığı mesajlardır.

Bir şeyleri seversin ve bu şeyler aklına mantığına uymadığı halde gene de ona ilgi duyarsın. Örnek vermek gerekirse yarın sınavın vardır, son yirmi dört saat içindeki en önemli şeydir bu sınav ve biz bunu biliriz. Fakat biz, tamamen buna endekslenmemiz gerekirken boş işlerde vakit harcamaya devam ederiz. Ya da bildiğimiz anlattığımız bir çok yanlışı yapmaya devam ederiz.

İnsanlar farkında olmadan telkin ediliyor. Bu öyle bir hal almış ki telkin edenler telkin ettiklerinin farkında değil. Bize, aslında hiç özümüzde olmayan şeyler aşılanıyor ve bu çeşitli isimlerle yapılıyor. Bazen işin cılkı çıkartılıyor, tesadüflerde işin içine girebiliyor. Mesela etrafınızda desenli bir halıya bakın ya da taş bir duvara ya da toprağa, kendinizi zorlayın Yemin ederim hayal gücünüzle bir çok şekil oluşturabilirsiniz. Benim anlatmak istediğim bunlar değil direk hayatın içinde olan yönlendirmeler. Yönlendirmelerin ne olduğuna girmeyeceğim, çünkü bunu yapanların dini imanı para onları kurtarmak yapılabilecek bir şey yok.

Nefsi temizleme dediğimiz olay bana bilinç altını temizlemeyi andırır. Mesela insan sadaka vermek istemez. Neden istesin ki ? Vereceği para kendine lazım olabilir. Nefsini temizlemek isteyen bir insan da bu şekilde düşünür fakat onun farkı istemeyerekte olsa elini cebine sokup parayı vermesidir. Bu, kimse görmeden ve kimseye söylenmeden yapılmalıdır böylece kulağımıza ''kendini kandırıyorsun işin gücün gösteriş, böyle hayır olmaz hiç yapma daha iyi'' diye fısıldanmaz. Bu hal böyle devam eder. En sonunda öyle bir hal alır ki yardımcı olmak onun bir parçası haline gelir ve cebindeki akrep ölür.

Mesela cinsellik, Subliminal mesajın bir numarası. Hiç bilmiyorsa bile herhangi bir video sitesinde dolaşan insan bu unsurun karşısına nasıl çıkartıldığını bilir. Asıl mesele bunun farkında olabilmemiz. Eğer farkındaysak elimizde yeterli istihbarat var ve savaşa hazırız demektir. Birçok karşı koyma yönteminden en önemlisi günah faktörüdür, vicdan azabı öyle bir hal alır ki en sonunda ya ölmek zorunda kalırsın ya da bundan vazgeçmek. Bir başka yöntem kendini kabullenme ve benzerlik yöntemidir. Karşı cinse duyduğun yakınlığın onunla değil seninle alakalı olduğunu bilirsen ciddi bir yol katetmiş olursun. Karşı cins istediği kadar çekici olsun, sen onun diğer karşı cinslerden farklı olmadığı bilincine varırsan sorun kalmaz.

Şeytanla mücadele etmenin, bildiğim en iyi yolu inatlaşmaktır...

Eğer ben halimden memnunum diyorsa ki eminim birçok insan bunu söylüyor söyleyebileceğim tek şey ''daha oyun bitmedi sen birde oyunun sonunu gör ''.İnsan iradeli bir şekilde yaratılmıştır, zor da olsa kendisini bu tür dış etkenlerde koruyabilir.



25 Mart 2012 Pazar

24 Mart 2012 Cumartesi

Half Life

Oyun Half Life 1, Half Life 2, Episode one ve Episode two olmak üzere dört bölümden oluşuyor. Half Life 1 çok eski olması itibarı ile grafik açısından bayağı yetersiz fakat oyunun hikayesi bizi içine çekmeye yetiyor. Hikayeyi özetlemek gerekirse dünyamız sömürge olma tehdidi ile karşı karşıya ve karizmatik duruşuyla dikkat çeken Gordan Freeman buna karşı mücadele veriyor, saz arkadaşlarını da unutmamak lazım tabi. Bana göre bir oyunda en önemli unsur hikayedir. Sanırım oyunun 1 numara olmasının sebebi muhteşem grafikler değil oyunun hikayesi.  Ayrıca Half Life 2 gelmiş geçmiş en iyi oyunlar sıralamasında 1. sırada yer alıyor.

Oyunun grafikleri muhteşem öyle ki yanınızdaki insanların yüzündeki endişeyi, korkuyu, sevinci ve daha birçok mimiği çok rahat fark ediyorsunuz. Büyük ekran gibi bir merakım yoktur ama sırf bu oyun için kaç kere televizyonu söküp odamda laptobuma bağladım hatırlamıyorum.

Oyunda arayabileceğimiz birçok unsur bulunuyor. Yeri geliyor, yer altlarında zombimsi yaratıklarla çarpışıyoruz tabi etraf karanlık geriliyoruz, hele o aniden çıkan yengeçler yok mu?... Neyse sonra geniş, ferah alanlara çıkabiliyoruz buralar da baş belası böcekler var, önünü alamıyorsun bu böceklerin ver ha geliyorlar. Tek çare toprağa basmamak. Araba kullanabiliyoruz, en eğlencelisi de bu bence. Bazende şehirlerde işgalci asker ve polislerle çarpışıyoruz. Böceğimsi helikopterleri ve üç ayaklı devasa yaratıkları var bunları ancak bazukayla indirebiliriz.

Tek bir eksik yönü varsa oda üstünde birçok silah taşıyabilmesidir. Bu birçok oyunda böyle, fakat bence ciddi bir mantık hatası adamın üstünde 8-10 tane silah olabiliyor. Anlamıyorum bavulla mı dolaşıyor bu adam? Bavulla dolaşıyorsa neden toplayabildiğimiz mermi sayısı, el bombası sayısı sınırlı? Tamam bavulla da dolaşmasın sırtında olsun bütün silahlar peki bu kadar yükle bu ne sürat Gordon...




23 Mart 2012 Cuma

Banka Mağduriyetnamesi

Bilmiyorum bende mi bir sorun var ama altı üstü bir banka kartı alacağım burnumdan geldi... Olaylar şöyle gelişti:

İlk önce A bankasından hesap açtım, on beş gün bekledim, kartım geldi, sevindim, mutlu oldum. Eneee birde ne görelim kartın arkasında ki cvc kodu yanlış. Neyse yeni kart istedim, 15 gün bekledim, kartımı aldım. Eneee bir de ne görelim gene cvc kodu yanlış. Yeter dedim gayrı daha bekleyemem.

Öğrenci kimliğimi aktif ettireyim dedim fakat arkasında cvc kodu yoktu. Gittim sordum B bankasına dedi ki ''biz sana bütün bilgileri vereceğiz''. ''Tamam'' dedim aktif ettirdim. Bekle bekle ne bir msj ne bir arama, gittim bankaya tekrar dediki adam ''bu kartlarda cvc kodu olmaz''. Buyur buradan yak...

Sonra çıktım bankadan, gittim C bankasına ''banka kartı istiyorum'' dedim. Öğrencilere veremiyoruz da, çalışmanız lazımda mıy mıy mıy... Altı üstü banka kartı, kredi kartı olsa tamam diyeceğim. Belkide yalan söyledi, kredi kartı almaya mecbur kalayım diye.Zaten hangi bankaya gitsem kredi kart ister misiniz, birçok avantajı var falan filan....

Dayanamadım geldim eve aradım A bankasının müşteri hizmetlerini '' bana bu sefer düzgün bir kart yollayın dedim''. Hanım ablamız bana iki kere arızalı kart gönderildiğine inanamadı ilk defa duyuyormuş böyle bir şey. Ya sabır! Neyse yeni kartımı istedim artık 10-15 gün sonra alırım umarım bu defa sorun çıkmaz...

Pardon Nereden Arkadaş Oluyoruz ?

Vatandaş, Yoldaş, Adaş, Arkadaş... Daha önce fark ettiniz mi bilmiyorum ama bu kelimelerin ve daha nicesinin sonu aynı. Vatandaş aynı vatanı paylaşan demektir, yoldaş aynı yolu, adaş aynı ismi. Peki ya Arkadaş ? Hiç düşündük mü?

Arkadaş yani aynı arkayı paylaşan kişi demek... Yani birinin sırtı yere geldiği zaman diğerinin sırtı da yere gelmeli. Eğer ayakta duracaklarsa beraber durmalılar. Yani anca beraber kanca beraber.Dil bilgisi anlamına bakınca sonuç bu peki hayatın kendisine bakınca?

Sahi ya arkamız bir çok kere boş kaldı ve birçok kere akrabalarımızın bile sahip çıkamadığı arkamıza yani göremediğimiz tehlikelere arkadaşlarımız ''Şşş hop dedik birader'' dedi. Bizde yeri geldiğinde arkadaşlarımızın arkasında durmayı bildik ve bazen oldu en ufak sıkıntılarına bile çare olmadık hatta haberimiz bile olmadı.

Arkadaşlarımızın ve bizim zaaflarımız oldu belkide bu yüzdendir ki arkadaş olmayı beceremedik. Ya da günlük işlerin telaşesine kandık hatırlayamadık. Olur ya bize bir acı yaşattı belki de... Belki de biz yaşattık ona aramıyor bizi...

Yarım yamalak aklımda kalan bir hikaye var Mevlana' dan. Mevlana' nın talebesi, birbirine sokulmuş iki köpeği görünce der ki ''işte gerçek dostluk budur''. Mevlana köpeklerin önlerine bir kemik atar ve biraz önce koyun koyuna yatan köpekler kemik için didişmeye başlar ve Mevlana der ki:''Bu mu gerçek dostluk''?

Arkadaşlık ne gülmektir ne eğlenmek. Konserde vakit geçirdiğimiz arkadaşlar henüz arkadaşımız değildir. Arkadaşlarımız biz aman demeden koşanlardır. Arkadaşlar cebindeki bin lirayla, boy boy kredi kartlarıyla yemek ısmarlayan da değildir. Arkadaşlar lise de evden getirdiği bir lira ile simit alıp ikiye bölenlerdir.

Herkes bildiği en iyi ikiliyi yorum olarak yazsın, rica ediyorum. Onların hayatlarına bakar belki gözden kaçırdığımız arkadaşlıkları öğreniriz. 

22 Mart 2012 Perşembe

Bloglarında Sözlüğü Var Artık





Blog yazarlığı her geçen gün daha popüler bir hal alıyor. Wepblog henüz çok yeni bir sözlük fakat görünüşe göre blog dünyasında popüler olmaya aday. Siteyi, Siteyi kuran arkadaşımızdan dinleyelim:

Duymayan bilmeyen yoktur Ekşi Sözlük'ü. Açmış olduğum bu sözlükte bir ekşi sözlük klonudur zaten.
İnternet üzerinde bir kaç site herkese her konu hakkında sözlük açma fırsatı tanımaktadır.
Yani tematik sözlük fikri buradan çıkmıştır.
Kısaca ben de düşünce olarak yararlı bu bulduğum bu fikrimi hayata geçirip, sadece blogculara özel bir sözlük kurdum.


Sözlüğün tutup tutmaması önemli olmamakla beraber bu konu tamamen siz okurlarıma bağlıdır.


Peki nedir bu blog sözlüğü? Ne kazandırır bana?


Her şey bir yana, blogcuların tanışıp, kaynaşıp, paylaşıp ve eğlenebildiği bir platformu bir sözlük olarak düşünmek bence harika bir fikir.



Blogcular, kendi blogunu daha çok blogcuya tanıtma fırsatı bulacak.
Hem de blogu ve kendisi için yararlı bilgilere ulaşacak.
Belkide sözlüğün mesajlaşma özelliği sayesinde çok değerli ve sıkı dostluklar edinecek.
Kendine benzer insanların düşüncelerini okuma fırsatı bulacak.
Samimi bir ortamda, blog ailesi tadında bir platformda, hem kendini, hem blogunu temsil edebilecek.
İsterse kim olduğunu ya da blogunun adresini vermeden gizli bir şekilde özgürce her konu hakkında fikirlerini, düşüncelerini yazabilecek.
Bir sözlükte kendi seçeceği rumuz ile özgürce yazabilmenin keyfini yaşayacak.
Ve belki bir gün sözlük çok iyi yerlere geldiğinde bu sözlüğün temel taşlarından, ilklerinden ve 1. nesillerinden birisi olacak.
Sözlük nedir nasıl yazılır ne yapılır, bilmiyorum diyenlerde kafasına takmasın, yazdıkça takıldıkça olayları çözecektir kısa sürede.
Blogcuların canıyla kanıyla kurulmuş bir sözlük tadından yenmez zaten . :)


*İyi yazarlarımızdan beş-on kişiye ilerleyen haftalarda, gidişata göre moderatörlükte vereceğim inşallah.


Tabi bunların hepsi benim öngörülerim. Sizlerden bir isteğim yok.
Ama ben yine de varım diyorsanız;
Tek yapmanız gereken sözlüğe üye olup yazmaya başlamak. Akabinde olacakların ve yaşanacakların tadını çıkarırken, yıllar sonra köklü bir oluşumun temelleri olmanın haklı gururunu yaşayacaksınız. Umarım.. :)

(Sözlüğümüz şuan olduğu gibi her zaman ıssız kalmaya devam etse bile ben ısrarla yazmaya ve bu sözlükte olmaya devam edeceğim.) Ahan bundan güzel sözlük yemini olur valla. :D Neyse görüşmek üzere.

21 Mart 2012 Çarşamba

Hepimizin Çocukluğu :)

Bayılıyorum şu Nohut oğlana. Benim çocukluğumdan o kadar çok kesit var ki. Hele Bahattin tiplemesi...

Temayı değiştirdim ve fotolar sığmıyor haliyle. Fotoların herhangi birine tıklayınca diğer fotoları altta liste olarak görebiliyorsunuz yani sorun yok üzülmeyin :p :)

Ara ara bu yazıyı güncelleyeceğim :)


























Her Kapına Geleni Hızır Bil'me'

Daha önce başıma gelen bir olayı bugün sizlere anlatacağım. Siz de çevrenizdekileri bu konu hakkında uyarın...

Evde tek başımaydım. Kapı çaldı, mercekten baktım sırtında çanta olan yirmi yaşlarında bir genç. Yan dairede oturan gençler var heralde onları soracak diye düşünerek kapıyı açtım.

Selam verdi sonra kitap sattığını söyledi ve çantasından kitaplar çıkardı. Kitapları uzattı bana baktım ki dua kitabı - yasin kitabı - rüya kitabı(Varan 1).

''Bu kitaplardan bende bir sürü var'' dedim.
''Biliyorum o yüzden geldim'' dedi (Varan 2)

Falan tarikatın merkezinden geldiğini söyledi (Gerçekten onlarla bağı olup olmadığını bilmediğim için geldiği yeri söylememeyi tercih ediyorum).

''Allah' ın Embiyasına, Evliyasına ve Ariflerine inanır mısın?'' dedi.
Tevakuf halinde olduğum bir meseledir ama meraktan ''inanırım'' dedim.

Başladı duaya, tabi ağzında geveliyor anlamıyorum.

''Yardıma ihtiyacı olan bir arkadaşımız için para topluyorum bura da özellikle sana geldim sende para olduğunu biliyorum(Varan 3), gelene değil gönderene bak''gibisinden bir şeyler söyledi.

Niyetini tam kavramak için '' evet para var fakat faturaların parası bugün ödemem lazım ''dedim.
O da ''Olsun bu Allah rızası için sen hepsini bana ver, 20 dk içinde falan yerde olmam lazım dedi.(Varan 4)

Aramızda muhabbet uzadı zannediyor ki kıvama geliyorum. Her konuştuğumuzu yazmaya gerek duymuyorum anlamanız için bu kadarı kafi. En son olarak sırtına vursam korkar mısın gibisinden bir şeyler söyledi. Bende fazla uzattım dedim kovdum şok oldu.

------------------------------------------------------------------------------------------------------
Varan 1: Rüya kitabı diye bir şey yoktur ve olamaz rüyaların hepsi kendine özeldir, yazılanların hepsi uydurmadır.

Varan 2: Zarf atmış, evimde dini kitap var mı yok mu onu öğrenerek inançlı olup olmadığımı ölçtü. Ayrıca biliyorum diyerek ürkmemi sağladı.

Varan 3: E baktı eve güzel, kıyafetler düzgün anladı para var.

Varan 4: Sahtekar dedim içimden sen Allah rızasını düşünsen benim fatura paramı ister misin? Ayrıca 20 dk da gitmem gerek dediği yer en az 300km mesafe mümkün değil gitmesi (Onu evliya zannedeyim diye ufak ufak gerilim veriyor... :) )


Mutlaka oku: Ciddiye alıp polisi aramadığım için bin pişman oldum. Bir ay sonra yerel haber kanalında çıktı, tahminimce aynı arkadaş başka bir mahallede, kadına evinde büyü var bozmaya geldim demiş. E cahil kadın inanmış almış eve. Basmış kadının boğazına... Neyse ki kadın bağırınca komşular yetişmiş. O genç kaçmış ama.

Gör bunun gibi daha ne olaylar var. Aman ha özellikle kadınlar ve çocuklar evde tekken kapıyı bile açmayın. Bunun gibi insanlar kapıyı çalar bakar ki olacak gibi değil 3,5 kuruş ister gider. Cehaleti fark ederse kandırmaya çalışır. Gözü keserse evi soymaya bile cüret gösterir... Vicdanınız rahat olsun. Allah bize önce yakınlarımıza yardım etmemizi emrediyor, sadaka vermek istiyorsak böylelerine değil akrabalarımıza, arkadaşlarımıza ve komşularımıza öncelik tanımalıyız. Ya da ne bileyim Somali' ye, Van' a gerçekten ihtiyacı olduğunu bildiğimiz insanlara yardım etmeliyiz.


20 Mart 2012 Salı

Amnesia: The Dark Descent

Daha önce Penumbra dan bahsetmiştim aynı ekip bir başka oyun yapmış ve bu sefer daha profesyonel. Oyun çıkalı çok oldu tabi ben blogu yeni açtığım için yeni yazıyorum :)

Oyunda psikoloji faktörü çok hoşuma gitti. Normalde oyunlarda can seviyesi olur fakat karakterimizde psikoloji seviyesi de var. Mesela karanlıkta çok kaldıkça psikolojisi bozuluyor ve baş ağrısı başlıyor. Bu ekranda kaynamalara sebep olabiliyor. Karanlık meselesini abartır, Penubradaki gibi ortaklıkta gezen yaratık yüzünden gaz lambasını açmazsanız psikoloji iyice bozuluyor ve karakterimizin dişleri gıcırdamaya başlıyor. Haliyle bu gıcırtılar bizi de geriyor... Bunlardan kurtulmanın tek yolu bir yerlerde mum ya da meşale yakıp biraz soluklanmak. Ayrıca gireceğiniz odalar kapıları yavaş açın yakınlardaysa sesi duyabilir ve kapıyı arkanızdan kapatın saklanmaya fırsatınız olsun.

Düşmanımız Penumbradaki yaratığın aynısı. Etrafında fazla dolaşmamak lazım. Sesini duymamız psikolojimizin iyice bozulmasına sebep oluyor ve görüntü iyice bulanıklaşıyor. Bir yerde saklanıyorsanız sakın yaratığa bakmayın, psikolojiyi en çabuk bozan unsur bu. Karakterimiz böyle durumlarda bayılabilir ve ses çıkarsa yaratığının bizi bulması uzun sürmez.

Gerilimi katlanma dışında zekamızı ve hafızamızı çok iyi kullanmamız lazım. Mutlaka her çekmeceyi açmalıyız her kapının arkasına bakmalıyız. İşimize yarayacak bir şeyi atlarsak çok gerilere dönmemiz gerekebilir.

Gerçekten taktir ediyorum bu adamları koca şirketlerle yarışıyorlar bu sektörde. Şu oyundaki gerilimi başka bir oyunda bulamazsınız. Bu oyunu izlemek oynamaktan daha güzel :) Arkadaşlarınızla sabahlamak için iyi bir tercih...

9/10


19 Mart 2012 Pazartesi

Penumbra Black Plague

Korku oyunlarının taçsız kralı... Tek başına oynanılamayacak cinsten bir oyun. Bir silent hill, doom ya da half life kadar popüler olmadı bu oyun. Çünkü bir şirket tarafından değil iki tane genç tarafından tasarlandı.

Oyun bizi o kadar içine alıyor ki bazı yerlerde nefesimizi tutuyoruz. Sebep ?Sebep çünkü elimizde bir silah yok. Elinde feneriyle insan-yaratık karışımı bir varlık sürekli peşimizde. Şöyle düşünün bir mekana girdiniz ve her korku oyununda olduğu gibi etraf karanlık. Elimizde bir adet fener ve fosforlu ışık var şu eğip bükünce parlayan şey var ya çocuklar oynar genelde işte o. Bu arkadaşa görünmememiz lazım. Işığı ve sesi fark ediyor bir şeyleri devirmeden mümkün mertebe ışık kullanmadan hareket etmemiz lazım ve mutlaka çevrede, ani bir duruma karşı arkasına saklanabileceğimiz bir şey. Peki bu arkadaş bizi görürse ne yapacağız ? Tek yol kaçmak koş forest koş :) Bizden süratli olduğu için mutlaka yetişecektir o yüzden bir kapıdan içeri girmeliyiz, kapıyı kapatmalıyız ve kapının arkasına bir şeyler dizmeliyiz. İçerde koltuk, masa, dolap ne olursa arkasına saklanmalıyız. Kapıyı kırabilirse bizi içeride arayacaktır.

Oyunun içinde çeşitli bulmacalar var. Her deliğe bakmadan sakın bir sonraki kapıyı açmayın ya da mekana geçmeyin geri de gerekli malzemeleri unuttuysanız geri dönmek eziyet verici olabilir. Mesela oyuna başladığınızda bir odadasınız ve ne yapacağınız hakkında hiç bir fikriniz yok. Şöyle özet geçeyim, önce bir bozuk para bulacaksınız sonra mengeneyle bu parayı sıkıştıracaksınız ve daha sonra havalandırma deliğini bulup incelttiğiniz parayla vidasını söküp dışarı çıkacaksınız. Tabi sağda solda bulduğunuz pil, hap türü şeyleri unutmayın.

Bu oyundan önce Penumbra Overture var oyunun hikayesi sizin için önemliyse önce onu bitirin. Onun farkı yaratık yerine köpekler var ve köpeklere elimizdeki kazma yada çekiç ile vurabiliyoruz.

Eksikleri ise grafikleri eski oyun nede olsa tek cd fakat bence bu tarz grafikler bu tür oyunlara daha güzel bir atmosfer katıyor.

Puanım 8/10







18 Mart 2012 Pazar

Mutlaka izlenmesi ve izlenmemesi gereken filmler



İZLENMESİ GEREKENLER

*Leon




*Forest Gump



*Watchmen



*Şeytana Karşı



*Aile babası 



*V for Vendetta



*Esaretin bedeli



*Dövüş Kulübü 





*Akıl oyunları



*Er Ryan'ı Kurtarmak




*Buz Devri serisi 



*Piyanist



*Yeşil yol



*Titanic



*Arabistanlı Lawrence



*7 yaşam



*Bir Rüya İçin ağıt



*Sil baştan



*İhtiyara delikanlı



*Çöküş



*Milyoner



*Şeytan



*Truman show



*Umudunu kaybetme



*Hırçın sevgilim



*Koku(Bir katilin hikayesi)



*Testere serisi



*Baba serisi



*Makinist



*Donnie Darko


*Özgürlük Yazarları


*Hotel Rwanda








İZLENMEMESİ GEREKENLER

*Şeytanın ini

*Sümela'nın şifresi: Temel

*Kara Büyü




Keşfettikçe güncelleyeceğim...

RSS FeedRSS

 
Design by Free WordPress Themes | Bloggerized by Lasantha - Premium Blogger Themes | Macys Printable Coupons